Gelişimin ve yenilenmenin belli bir zamana ait olgu olmaktan çıkıp, yaşam tarzına dönüştüğü günümüzde, bu yaşam tarzını benimseyen ekibimize hoş geldiniz!
19 Mart 2010 Cuma
The Era of Open Innovation
Henry Chesbrough'un Open Innovation kavramı hakkında Harvard Business Review'da yayınlanan makalesini aşağıda bulabilirsiniz.
Arkadaşlar Open Innovation konusundaki Çağrı'nın daha önceki yorumu aşağıda yer almaktadır. Herkese Merhaba, ‘Bir müşteriyi kazandığın gün kaybetmeye başlarsın’ Bize müşterilerimizin sadakatini kazanmamızın aslında ne kadar zor olduğunu anlatıyor değil mi? Diğer bir açıdan baktığımızda, bu örnek, ‘open innovation’ kavramının günümüzde ne kadar mühim olduğunu hatırlattı bana bir kez daha… Bugün şirketler müşterilerini işin içine katarak, kendi kaynakları dışında çok geniş, çeşitliği olan ve yaratıcı bir inovasyon kaynağına sahip oluyor. Ve böylece tek başlarına sahip olamayacakları zenginlikte bilgileri yönetip en yakından takip edebiliyor ve bunu sürekli faydaya dönüştürüyorlar. Örneğin; P&G, 2000’li yılların başından beri bu yaklaşımla sadece yeni ürün geliştirme sürecini hızlandırmakla kalmayıp maliyet avantajı sağladığını ve tüketicisinin kendisine olan sadakatinin arttığını söylüyor. P&G müşterilerini kendi bünyesindeki ArGe çalışanları ile birleştirerek müthiş bir güç oluşturuyor. İkinci bir örnek; İKEA, müşterileriyle kurduğu ilişki sonucu hem işin bir kısmını müşterisine yaptırarak maliyeti azaltıyor hemde müşteriler yaşadıkları deneyimlerini alatarak feedback elde ediyor. Örnekleri çoğaltmak mükün… Sonuç olarak tüketiciler üretim süreçlerine dahil oldukları bu ürünleri almakdan büyük zevk alıyorlar.
Bizde, başta tüketicilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımızı inovasyon süreçlerine dahil etmek için uygulamalar geliştirmeliyiz. Belki daha ileride, proje değerlendirme sistemimizi, müşterilerimize açıp onlar ile koordineli şekilde iletişim halinde olduğumuz fikir&çözüm fabrikası platformuna dönüştürebiliriz.
Arkadaşlar Open Innovation konusundaki Çağrı'nın daha önceki yorumu aşağıda yer almaktadır.
YanıtlaSilHerkese Merhaba,
‘Bir müşteriyi kazandığın gün kaybetmeye başlarsın’
Bize müşterilerimizin sadakatini kazanmamızın aslında ne kadar zor olduğunu anlatıyor değil mi?
Diğer bir açıdan baktığımızda, bu örnek, ‘open innovation’ kavramının günümüzde ne kadar mühim olduğunu hatırlattı bana bir kez daha…
Bugün şirketler müşterilerini işin içine katarak, kendi kaynakları dışında çok geniş, çeşitliği olan ve yaratıcı bir inovasyon kaynağına sahip oluyor. Ve böylece tek başlarına sahip olamayacakları zenginlikte bilgileri yönetip en yakından takip edebiliyor ve bunu sürekli faydaya dönüştürüyorlar.
Örneğin;
P&G, 2000’li yılların başından beri bu yaklaşımla sadece yeni ürün geliştirme sürecini hızlandırmakla kalmayıp maliyet avantajı sağladığını ve tüketicisinin kendisine olan sadakatinin arttığını söylüyor. P&G müşterilerini kendi bünyesindeki ArGe çalışanları ile birleştirerek müthiş bir güç oluşturuyor.
İkinci bir örnek;
İKEA, müşterileriyle kurduğu ilişki sonucu hem işin bir kısmını müşterisine yaptırarak maliyeti azaltıyor hemde müşteriler yaşadıkları deneyimlerini alatarak feedback elde ediyor.
Örnekleri çoğaltmak mükün…
Sonuç olarak tüketiciler üretim süreçlerine dahil oldukları bu ürünleri almakdan büyük zevk alıyorlar.
Bizde, başta tüketicilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımızı inovasyon süreçlerine dahil etmek için uygulamalar geliştirmeliyiz. Belki daha ileride, proje değerlendirme sistemimizi, müşterilerimize açıp onlar ile koordineli şekilde iletişim halinde olduğumuz fikir&çözüm fabrikası platformuna dönüştürebiliriz.
İyi Çalışmalar,