12 Aralık 2010 Pazar

UPCYCLING...Beşikten beşiğe (cradle to cradle) sistemi ile şirketler artık sadece ürünlerin kullanım hakkını satıyor

Bugün gazete okudugum ve hosuma giden bir geri dönüşüm süreci...


http://www.hurriyet.com.tr/pazar/16512257.asp?gid=59

Geliştirdiğiniz ‘beşikten beşiğe’ sistemi tam olarak nedir?
- Bu sistemi 1991’de mimar ve tasarımcı William McDonough ile birlikte geliştirdik. Tükettiğimiz ve kullandığımız ürünleri ikiye ayırabiliriz: Yiyecekler ve organik maddeler gibi biyosfere (biyolojik sisteme) gidecek şeyler ve bir de sadece kullanım için üretilmiş bulaşık makinesi, otomobil gibi işleri bittiğinde teknosfere (teknik döngüye) girmesi gereken ürünler var. Bunlar teknosfere girerse artık atık diye bir şey kalmıyor.

Peki bunun geri dönüşümden (recycling) farkı nedir?
- Bu geri dönüşüm (recycling) değil, buna ileri dönüşüm (upcycling) deniyor. Malzemenin tekrar, daha yüksek seviyeli bir üründe kullanılması anlamına geliyor. Teknik döngü ve tedarik zinciri için hazırlıyoruz.

Yani başta doğru materyali kullanırsak ve o materyali tekrar üretim sürecine sokarsak hiçbir sorun kalmayacak...
- Aynen öyle. Mesela zehirli materyal kullanmadan enerji tasarrufu yapan pencere yapamazsınız. Ama bunu geri dönüştürürseniz sonsuz olarak kullanabilirsiniz. Bunun için de artık birçok şirket ürünlerinin sadece kullanım hakkını satıyor.

Özet olarak firmaların kendi ürünlerini geri almalarını sağlıyorsunuz...
- Evet, firmalar için ürünler ve hizmetler geliştirmeye çalışıyoruz. Mesela televizyonüreten hiç kimse bir televizyonun içindeki yeniden kullanılabilir materyalleri kaybetmek istemez. Örneğin bakır... Biyolojik sistemlere girerse inanılmaz derecede zehirleyici. Ama teknosferde sonsuz kere kullanabilirsiniz. Philips Eco Vision, beşikten beşiğe felsefesinin 30 unsuruyla üretiliyor. Ürünün kendisi değil, 20 bin saat izleme süresi satılıyor. Bu sürenin sonunda televizyon satıcıya geri dönüyor.

Böyle başka örnekler de var mı?
- 1500 şirket bu sisteme göre tüm üretim süreçlerini değiştirdi. Her şey çok hızlı ilerliyor. Ford ile bir araba geliştiriyoruz ve firma bunu 60 bin kilometre kullanım hakkını satıyor. Yakıt, sigorta, bakım, her şey buna dahil, siz sadece arabanın kullanımı için para ödüyorsunuz. Bunu iki yıl içinde piyasaya sunmayı planlıyoruz. Hollanda’da Akzo Nobel veya DSM gibi büyük şirketler beşikten beşiğe sistemini kullanmaya karar verdiler. Örneğin bir çamaşır makinesinin üç bin seferlik yıkamasını satıyoruz böylece üretici en iyi materyali kullanıyor ucuz materyal kullanmak zorunda kalmıyor. Bu sistemle çamaşır makinesi için 150 tane ucuz plastik kullanmak yerine beş tip plastik kullanıp daha iyisini üretebiliyorsunuz. Ve firma bu sürecin sonunda da ürününü geri alıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.